2006-2007 yıllarında bu örgütle kesişti yolum.
Kaç senedir verilen düzenli verilen sulama suyu verilmiyor ağaçları sulamaya suyu zor buluyordum.Sözlü koşturmalar sonuç vermediğinden yazılı başvurulara başladım.
Bir akşamüzeri Park ve Bahçeler Müdürü Ali Koç geldi.(Ekme nasılsa kiracısın git başka iş yap şikayetle bize bir şey olmaz) dediğinde kovdum.
Küçük bir araştırma sonucu ulaştığım gerçek korkunçtu.C.E,T.Ö,İ.Ş,S.Ç,İ.D,güçleri birleştirmiş bu alanı Sosyal Kültürel Tesis adı altında kamulaştırıp sonrada darpane gibi bir tesis kuracaklardı.Tadilat ise askıdaymış.Yalnız işin tuhafı gittiğimde askıda hiçbir plan yoktu.O gün İmar Müdürlüğünde hararetli bir tartışma yaşadım.O günden sonra askıdaki kamulaştırmayı askıya aldılar.Sıradan bir sosyal kültürel tesis alanımız vardı artık.
Sahipsizdi memleket Konağın yan parseli Rahmetli Terzi Nezihinin kızlarınındı hepsi gurbette nereden duyacaklardı.Yanındaki parsel Rahmetli Vali Mehmet Tarcanın mirasçılarınındı onlarda gurbetteydi.Buradaki ise kendi alemindeydi.
Akşam ateşi yakmış çay demlerken Ali Koç yine geldi.Elinde gazeteye sarılı bir şey vardı (Bak usta ağabeylerim çok güçlü sana bu şehri zindan ederler sana bunu gönderdiler seni işede sokacaklar yalnız tek istedikleri akan suyu bulandırma) elime tutuşturduğu kağıdın içinde bir deste vardı.Hiç düşünmeden çaydanlığın altında yanan odunların üzerine attım.
Şaşkın şaşkın bakarken (Git ağabeylerine söyle gönderdikleri çayın suyunu bile kaynatmadı sakın bir daha karşıma çıkma) dedim.Tehditler savurarak gitti.Valiliğin muhakkik olarak görevlendirdiği Mustafa Kemal Karatatar (Bahçelerin sulama suyundan sorumlu kişi yada kurumun tespiti mümkün değil) diyerek şikayeti sonlandırdı.
Artık memleketin kedisini köpeğini üzerime salmaya başladılar.Geceleri gölgeler uzun oluyor dağ başı sessizliği kimi zaman çığlığa bürünüyordu.Bazen kan damlaları bazen barut kokusu otların arasında çakı bıçakları.Bilenler izliyor kimse işlem yapmıyordu.Bazende güpe gündüz çarşıda ansızın yumruk iniyordu suratıma.
2008 yılında çıplak ayakla Ankara’ya yürüyünce birimlere izin çıkmış tetikçi çete çökertilmişti.
Bu işlerden en şanslı C.E çıkmıştı.Peki bu gün Baro Bahçenin duvarından yukarı çıkan bu yol nedir?
Konağın çevresinde izinsiz inşai ve fiziki uygulamalar yapanlar 2863 sayılı yasa gereği ceza mahkemelerinde yargılanır.
Önce açık hava düğün salonu dedi ruhsatsız çalıştırdı.Kapattı yine ruhsatsız çalıştırdı.İşte o dönem Gülen Cemaati cezadan kurtulmak için tadilat planıyla yol yaptı.Kurula arada yol var dediler.Bir başka yönetmelikte arada yolda olsa görüş alanı sit alanıdır der.Elbette bu planda askıya çıkmadan yürürlüğe girdi.Bu konudaki şikayetler ve itirazlar Çankırı Cumhuriyet Savcılığı arşivinde ve Çankırı Valiliği İl İdare Kurulu ve Hukuk İşlerinde ayrıca dönemin BİMER kayıtlarında mevcuttur.
Düzelir derken yanılmıştım Adliye Mahrem İmamı Savcı Mustafa Koç vardı artık karşımda..